Ömer Tuğrul İnançer'in 27 mart 2008 tarihinde Burç FM'de Sadettin Acar'ın sunduğu Seyir Defteri programında yaptığı sohbetin yazıya dönüştürülmüş halidir.
Seyir Defterinde Efendimiz Aleyhisselatuvesselam'ı konuşuyoruz. Efendimiz Aleyhisselatuvesselam ile ilgili aslında bildiğimizi sandığımız ama iyice bakınca yakından bakınca bilmediğimizi öğrendiğimiz gördüğümüz bazı meseleleri noktaları konuşuyoruz. Bazı klişeleşmiş işte dilimize pelesenk olmuş bazı kavramları sıfırdan hocamızdan öğrenmeye çalışıyoruz.
Şimdi Efendim Allah Kur'an'ı Kerim de "İnnallahe ve melaiketehu..." diye başlayan bir ayeti kerime de "Allah ve melekleri muhakkak Resulüne salat ediyorlar", "yâ eyyühelleziyne âmenu: iman edenler sizde O'na salat ve selam edin" mealinde bir ayet var, kısaca özetledim. Şimdi burada iki yönlü bir salat var. Bir Allah'tan Peygamber'e gelen Allah ve Meleklerden Peygamber'e gelen bir salat, birde bizden O'nun ümmetinden mertebe olarak çok aşağıdakilerden ona doğru çıkan bir salat ve selam var.
Bunları nasıl anlayacağız? Allah salatı ile Meleklerin salatı ile kulun Resülullah'a salatı nedir ne demektir? Bunları açıklayabilir misiniz?
27 Mart 2008 Perşembe
20 Mart 2008 Perşembe
"Adem su ile toprak arasında iken ben peygamberdim"
Ömer Tuğrul İnançer'in 20 Mart 2010 tarihinde Burç FM'de Sadettin Acar'ın sunduğu Seyir Defteri programında yaptığı sohbetin yazıya dönüştürülmüş halidir.
"Adem su ile balçık arasındayken Ben peygamber idim" Efendimizin bir hadisi. Bu ne demektir, ne anlama geliyor? Buradan başlayalım Hocam, bildiğimizi sandığımız ama aslında ne anlama geldiğini zihnimizde tam oturtamadığımız şeylerden birisi.
E tabi şimdi bir müesseseyi anlamak için o müesseseyle o kurumla ilgili bazı sözleri, bazı o kurumu oluşturan kurumları cımbızla çekip etrafını görmeden sadece onunla ilgili konuşulduğunda doğru neticeye varılması mümkün değildir. O tipik bir fıkra vardır:
"Niye namaz kılmıyorsun?" demişler.
"Namaza yaklaşmayın diye ayet var, niye kılıyım" demiş.
-Ya nasıl o ayet
-İşte var ya canım, la takrabus salate namaza yaklaşmayın"
Canım demişler "onun aşağısıda var, o ayet devam ediyor öyle şarhoşken.."
"Ben hafız değilim o kadarını bilmem" demiş.
"Adem su ile balçık arasındayken Ben peygamber idim" Efendimizin bir hadisi. Bu ne demektir, ne anlama geliyor? Buradan başlayalım Hocam, bildiğimizi sandığımız ama aslında ne anlama geldiğini zihnimizde tam oturtamadığımız şeylerden birisi.
E tabi şimdi bir müesseseyi anlamak için o müesseseyle o kurumla ilgili bazı sözleri, bazı o kurumu oluşturan kurumları cımbızla çekip etrafını görmeden sadece onunla ilgili konuşulduğunda doğru neticeye varılması mümkün değildir. O tipik bir fıkra vardır:
"Niye namaz kılmıyorsun?" demişler.
"Namaza yaklaşmayın diye ayet var, niye kılıyım" demiş.
-Ya nasıl o ayet
-İşte var ya canım, la takrabus salate namaza yaklaşmayın"
Canım demişler "onun aşağısıda var, o ayet devam ediyor öyle şarhoşken.."
"Ben hafız değilim o kadarını bilmem" demiş.
13 Mart 2008 Perşembe
O mu söylüyor? Öyleyse doğrudur!
Ömer Tuğrul İnançer'in 13 Mart 2008 tarihinde Burç FM'de Sadettin Acar'ın sunduğu Seyir Defteri programında yaptığı sohbetin yazıya dönüştürülmüş halidir.
Efendim geçen hafta Efendimizin mucizeleri meselesinde kalmıştık, orada bitirmiştik. Bir kitap var Mustafa İslamoğlu'nun Üç Muhammed adında bir kitap hocam malumaliniz. Orada üç peygamber portresi çiziyor yahut da yaygın olan üç peygamberden söz ediyor. Birincisi tamamen mucizelerle desteklenmiş her şeyi olağanüstü mucize olmasa ayakta duramayan her şeyini mucizeye borçlu olan bir peygamber. Her şeyi olağanüstü olan işte her şeyi Allah tarafından kendisine verilen, su bile istediğinde meleklerin kendisine su takdim ettiği bir peygamber...
Var mı böyle bir şey?
Yani en azından böyle bir kanaat irdeleniyor. Orada o görüş..
Öyle bir kanaatın olması fevkalade yanlış yani buna cevap vermeye dahi fakirhane değer bulmam. Ne demek su bile istediği zaman melekler veriyor?
Yani en azından... Uç bir örnek hocam.
Böyle düşünenler Peygamberi tanımayanlardır.
Efendim geçen hafta Efendimizin mucizeleri meselesinde kalmıştık, orada bitirmiştik. Bir kitap var Mustafa İslamoğlu'nun Üç Muhammed adında bir kitap hocam malumaliniz. Orada üç peygamber portresi çiziyor yahut da yaygın olan üç peygamberden söz ediyor. Birincisi tamamen mucizelerle desteklenmiş her şeyi olağanüstü mucize olmasa ayakta duramayan her şeyini mucizeye borçlu olan bir peygamber. Her şeyi olağanüstü olan işte her şeyi Allah tarafından kendisine verilen, su bile istediğinde meleklerin kendisine su takdim ettiği bir peygamber...
Var mı böyle bir şey?
Yani en azından böyle bir kanaat irdeleniyor. Orada o görüş..
Öyle bir kanaatın olması fevkalade yanlış yani buna cevap vermeye dahi fakirhane değer bulmam. Ne demek su bile istediği zaman melekler veriyor?
Yani en azından... Uç bir örnek hocam.
Böyle düşünenler Peygamberi tanımayanlardır.
6 Mart 2008 Perşembe
"Habibimde size örnekler vardır"
Ömer Tuğrul İnançer'in 06 Mart 2008 tarihinde Burç FM'de Sadettin Acar'ın sunduğu Seyir Defteri programında yaptığı sohbetin yazıya dönüştürülmüş halidir.
Efendimizi örnek almak bahsi çok sık kullanılan bir bahistir.
Farz-ı Ayndır bütün Müslümanlar içinde ondan.
Öyle. Kur'an-ı Kerim'de ayet vardır Efendimizin örnek alınması gerektiğine dair. Tabi en üst perdeden en alt seviyeye kadar Efendimizin örnek alınmasıyla ilgili söylenir bu. Yani bir alimde bir - herkeste söyler örnek alalım. Şimdi bu biraz söylem olarak kolay bir söz Efendimizi örnek almak yalnız uygulama bahsinde Efendimizin örnek alınması bahsi biraz zor gibi gözüküyor..
Allah insan kullarına, insanlara taşıyamayacağı yükü yüklememiştir dolayısıyla zorluk mevzu bahis değildir. Bu küfre iştirak etmem.
Peki nasıl örnek alacaz?
"La yükellifullahü nefsen illa vüs'aha" ayeti kerimesi örnek almak bir mükellefiyettir ayetle sabit olduğu için bütün mükellefiyetler taşıyacağınız takatin üzerinde değildir. O zaman biz konuyu anlamamışız demektir. Dolayısıyla takatimiz dahilindedir. Tembelliğimizi araştırma eksikliğimizi takatsizlik bahanesinin arkasına sığındıramayız, zorluk bahanesinin arkasına sığındıramayız. Allah kullarına zorluk emretmemiştir. Evvela bu ana prensipleri koyalım.
Efendimizi örnek almak bahsi çok sık kullanılan bir bahistir.
Farz-ı Ayndır bütün Müslümanlar içinde ondan.
Öyle. Kur'an-ı Kerim'de ayet vardır Efendimizin örnek alınması gerektiğine dair. Tabi en üst perdeden en alt seviyeye kadar Efendimizin örnek alınmasıyla ilgili söylenir bu. Yani bir alimde bir - herkeste söyler örnek alalım. Şimdi bu biraz söylem olarak kolay bir söz Efendimizi örnek almak yalnız uygulama bahsinde Efendimizin örnek alınması bahsi biraz zor gibi gözüküyor..
Allah insan kullarına, insanlara taşıyamayacağı yükü yüklememiştir dolayısıyla zorluk mevzu bahis değildir. Bu küfre iştirak etmem.
Peki nasıl örnek alacaz?
"La yükellifullahü nefsen illa vüs'aha" ayeti kerimesi örnek almak bir mükellefiyettir ayetle sabit olduğu için bütün mükellefiyetler taşıyacağınız takatin üzerinde değildir. O zaman biz konuyu anlamamışız demektir. Dolayısıyla takatimiz dahilindedir. Tembelliğimizi araştırma eksikliğimizi takatsizlik bahanesinin arkasına sığındıramayız, zorluk bahanesinin arkasına sığındıramayız. Allah kullarına zorluk emretmemiştir. Evvela bu ana prensipleri koyalım.
Hiç yorum yok:
Etiketler:
Keramet,
Mucize,
Peygamber Efendimiz,
Yanlışlıklar ve Küstahlıklar
zaman:
15:04:00
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)